4 Şubat Dünya Kanser Günü...
09 Şubat 2020

kanser-günü.jpg
Günümüzde kanser hem dünya hem ülkemiz için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dünya genelinde yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşmektedir.


Kanserden ölümlerin yaklaşık üçte biri; tütün kullanımı, yüksek beden kitle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysa günümüzde kanserlerin %30-50’ye yakınının, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerinin uygulanması yoluyla önlenebilir durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığı da yüksektir.

Dünya Kanser Günü ilk kez 2005 yılında, ülkemizin de yakın işbirliği içerisinde olduğu Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından düzenlenmiştir. Her yıl 4 Şubat Dünya Kanser Günü 'nde Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) ve ortak kuruluşların birlikte yürüttüğü, milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığa karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla tüm dünyada kampanyalar düzenlenmektedir. UICC’nin yeni üç yıllık teması “kararlıyım ve yapacağım” olarak belirlenmiş olup 2018’de başlatılmıştır. 

3 yıl sürecek “kararlıyım ve yapacağım” kampanyasının orta noktası olan 2020 yılı, bireysel kararlılığı güçlendirici bir eylem çağrısıdır ve geleceği etkilemede bugünden eyleme geçmenin önemini vurgular. Dünya Kanser Günü; yankı uyandırmayı, değişim aşılamayı ve farkındalık gününün geçmesinden çok sonraları da sürdürülecek bir eylemi harekete geçirmeyi amaçlayan bir kampanyadır. 

Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kanser alanında yoğun çalışmaları bulunan uluslararası saygın kuruluşlar, kim olursa olsun herkesin küçük ya da büyük eylemlerinin, uzun vadeli, olumlu değişimlere yol açacağını ifade ederek kişileri kanserleri önleme yolunda şu risk faktörlerinden kaçınmaya davet eder:
Sigara ve dumansız tütün ürünlerini de içeren tütün kullanımı
Fazla kilolu veya obez olmak
Düşük meyve ve sebze alımını içeren sağlıksız beslenme
Fiziksel aktivite eksikliği
Alkol kullanımı
Cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu
Hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet
İyonlaştırıcı ve ultraviyole radyasyon maruziyeti
Kentsel hava kirliliği
Katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekan dumanı
Kararlıyım ve Yapacağım
Bazı kanserlerin erken uyarı işaretlerini tanımak düşük maliyetlidir ve çoğu durumda herhangi bir özel teknoloji gerektirmez. Her birimiz vücudumuz için neyin normal olduğunu bilme ve olağandışı değişiklikleri tanıma konusunda doğru bilgileri tüm sağlık kuruluşlarımızdan özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarımızda (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) , Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM)) çalışan sağlık çalışanlarından alabiliriz. Artan farkındalık ve doğru bilgi ve tecrübeler, hepimize kanserin erken uyarı işaretlerini tanıma, sağlığımız hakkında bilinçli seçimler yapma ve kanser hakkındaki korku ve yanlış algılarımıza karşı koyma konusunda güç verir.  

Ülkemizde Yürütülen “Kanserde Erken Teşhis” Programları
Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü tarafınca taranması önerilen; meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için, toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Ülke genelinde kanser taramaları; Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) , Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri(SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri(ASM) de ücretsiz olarak yapılmaktadır. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Erken tanı için aşağıdaki yöntemler uygulanmaktadır.

Meme kanseri tarama programında;
20-40 yaş arası kadınlara; verilen eğitimlerle ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmaları, meme kanseri belirtilerden biri görüldüğünde ise vakit geçirmeden doktora başvurmaları gerektiği öğretilmektedir. Ayrıca iki-üç yılda bir sağlık kuruluşlarında meme muayenesi olunmalıdır. 40-69 yaş arası kadınlar; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı, yılda bir sağlık kuruluşlarında meme muayenesi olunmalı ve iki yılda bir mamografi çektirilmelidir.   

Kalın bağırsak kanseri taramaları, 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGT) yapılmakta, 10 yılda bir kolonoskopi önerilmektedir. Ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü olanlarda ise tarama 40 yaşından itibaren yapılmaktadır.  Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi, kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır.

Rahim ağzı kanserleri taramaları, 30 - 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi yapılmaktadır. Tüm bu tarama programlarımızda tarama sonrası pozitif çıkan kişilerin tanı ve tedavisi için Kanser Dairesi Başkanlığı’nca 81 il’e yönelik hastaların yönlendirileceği ve tanıdan tedaviye Avrupa Birliği kriterleri çerçevesinde hizmetler veren merkezlere gönderilmektedir.

4 Şubat Kanser günü dolayısıyla farkındalık oluşturmak amacıyla Ketem'le iş birliği yapılarak 4 gün boyunda hastanemize gelen hastalara kanser taraması yapılmıştır.