Eylül Dünya Alzheimer Farkındalık Ayı
01 Eylül 2020

ALZHEİMER.jpg

Alzheimer Hastalığı beynin ilerleyici harabiyeti ile giden ve geri dönüşü şimdilik mümkün olmayan bir ileri yaş hastalığıdır. Tüm dünya nüfusu açısından sıklığına ve yaygınlığına bakıldığında önemli bir halk sağlığı sorunudur. 

Alzheimer hastalığı öncelikle hafıza olmak üzere, tüm beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler ve bu olumsuz etkiler zamanla artar. İlerleyen yaşla birlikte, Alzheimer hastalığının görülme sıklığı artar. Ancak Alzheimer hastalığı,  normal yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu da değildir. 65 yaş üstünde demans sıklığı %5-10’dur ve her 5 yılda bir iki katına çıkmaktadır.

Erkeklere göre daha uzun ömürlü oldukları için kadınlarda, depresyon geçirenlerde, kalp hastalığı ve şeker hastalığı olanlarda, beyin travmaları geçirenlerde, düşük eğitim düzeyi bulunan kişilerde daha sık olarak görülür. 
Evreleri;                                               
1.Başlangıç evresi
-Bellek sorunları: İsimler unutulur, sorulan sorular tekrar sorulur, eşyaları koyduğu yer unutulur. Bellek bozukluğu dalgalıdır, eski olaylar daha iyi hatırlanır.
Ev işlerini yapabilir, hasta çalışmayı sürdürebilir.
2.Orta Evre
-Eski olaylar unutulur, yer oryantasyonu bozulur, yeni bilgi dakikalar içinde unutulur. Ev işlerinde giyinmede, tuvalet ve banyo gereksinimlerinin giderilmesinde bağımsızlık giderek azalır.
3.Son Evre
Aile üyelerini tanımaz, tanıdık çevrede bile kaybolur. Amaçsız gezinme ve tekrarlayıcı hareketler görülür.

Alzheimer hastalığının kesin tedavisi henüz olmamakla birlikte süreci yavaşlatmak ve bazı belirtilerin şiddetini azaltmak mümkündür. Semptomları tedavi etmeye yardımcı olabilecek ilaç ve ilaç dışı seçenekler vardır. İlaç dışı, egzersiz, müzik, sanat, ışık ve diğer tedaviler hala revaçta görünmektedir. Örneğin yürüme, koşmak, bulmaca çözmek, günlük sıvı alımını artırmak Alzheimer Hastalığı riskini azalttığına yönelik çalışmalar vardır.

Yiyecekler açısından da doymuş ve trans yağ tüketiminin azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması, doğal besin maddelerinden alınan vitamin E tüketiminin artırılması, vitamin B12 alımının artırılması, multi-vitaminler kullanılıyorsa demir ve bakır gibi ağır metalleri içeren vitamin komplekslerinden kaçınılması, alüminyum içeren ürünlerin ve ilaçların kullanımından kaçınılmasıdır.

Sonuç olarak hastalığa karşı toplumda farkındalığın artırılması ile hem hastalığın tanı konulma aşamasında hem de tedavisine karşı engeller azaltacaktır.